İnsan hayatının en önemli parçalarından biri de arkadaşlar. Canınız sıkıldığında arayabileceğiniz, birlikte eğlenebileceğiniz, saçma bir sözle bile sizi güldürmeyi başaran, derdinizi anlatıp rahatlayabileceğiniz birinin varlığının değeri tartışılamaz diye düşünüyorum.
İnsanlar sosyal varlıklar ve arkadaşlara ihtiyacımız var. Fakat ilişkiniz ile ilgili arkadaşınızla konuşup arkadaşlarınızdan tavsiye alırken yine de dikkat etmeniz gereken bir kaç nokta var.
Öncelikle biraz Çift ve Aile Terapisi (Sistemik Terapi Yaklaşımı) ile ilgili temel teknik bilgi vermek istiyorum.
1940’ların sonu 1950’lerin başında insan beyninin bazı özelliklerini aktarabilecekleri makineler üzerinde çalışan matemetikçi, fizikçi ve mühendis bilim adamlarının çalışmaları 1956’da matematikçi Nobert Wiener’ın iletişimin, iletişim ve iletişimle gelen, bireyin duygularını düzenleme kendini regüle etme becerisinin sitemin işleyişi için temel öge olduğunu tanımlıyor.
Geçmiş deneyimden elde edilen bilgiler sisteme işlendiğinde, sistemin aldığı geri bildirime göre sistemin işleyişinin değiştiği gözlemleniyor. Kendi kendini düzenleyen bu sistem modeline Sibernetik adı veriliyor.
(Guttman,1991)
İletişim içinde olduğumuz her kişi ile bir sisteme sahip oluyoruz. Sistem tehlikeye atan bir durum oluştuğunda(stres gibi) sistem kendini tekrardan düzene sokmak için düzenliyor ve sistemin çalışmasına devam edebilmesine olanak tanıyor. Her sistemin kendine ait dengeleri oluyor. Sisteme yapılan her müdahale sistemin işleyişine etki ediyor.
Arkadaşınızın eşiniz/sevgiliniz ile sahip olduğunuz ilişki sistemine müdahalesi temel olarak 3 noktada sıkıntı yaratabiliyor:
1. Arkadaşlar ilişkinizi rahatlatma görevi gördüğünde asıl problemler uzun süre çözülmeden devam ediyor.
Kendi üzerinizden düşünün; eşiyle sorun yaşayan ve çok üzgün gördüğünüz bir arkadaşınızı rahatlatmaya çalışıyorsunuz. Genelde cümleler şu şekilde oluyor “O bunu demek istememiştir.” “Bence sorun tam olarak şu…” “Seni kırmak istemediğine eminim.” “Tabiki bu sadece onun hatası sana böyle davranmamalıydı.”
Peki gerçekten emin misiniz? Haklı olarak arkadaşlarınız da bilemiyor. Bazen karşı tarafı daha fazla üzmemek adına gerçek fikirlerde o anda söylenemeyebiliyor.
Probleminizin çözümü sadece problemin yaşandığı kişide var oluyor. Yıllarca ben bunu nasıl göremediler çoğu zaman duymak istediklerimizi çevremizden karşılayarak, ilişkimizi arkadaşlarımızla kompanse ederek geçiriyoruz.
Sorun yaratan konuyu eşinizle konuşup çözdüğünüzde ise sorunu kaynağından çözmüş oluyorsunuz. Ne demek istediğini size karşınızdaki insanın söylemesine fırsat tanıyorsunuz. Söylenen şeyler içinize sinmediğinde veya durum ne kadar kötü olursa olsun iç sesiniz farklı bir açıklaması olabileceğini söylediğinde bunları sorgulama şansınız oluyor. Arkadaşlarınız sizi rahatlattığında ise bu iç sesinizi de onların sesiyle değiştirmiş oluyorsunuz.
2. Herkesin deneyimlerine bağlı ilişkileri yorumlayış şekli var. Arkadaşınızın kendi deneyimlerinden yola çıkarak sizin ilişkiniz hakkında yaptığı yorum sizin ilişkinizi yansıtmayabiliyor; istemeden zarar verebiliyor.
Her ilişki dinamiklerinde farklı küçük şeyler farklı ihtiyaçların semptomu olduğunda arkadaş tavsiyeleri daha çok zorlanmamıza ve artı düşünceler eklememize neden olabiliyor çünkü arkadaşlarımızın da kendi ilişki sistemleri ve farklı deneyimleri oluyor.
Bu madde güzel bir örnekle şöyle açıklanabilir; eşinizle kavga ederek güne başladığınızı düşünün. Konuşmalar kırıcı olsa bile içinizde eşinizin desteğe ihtiyacı olduğunu hissettiniz ve aslında ilişkinizin geçmişine baktığınızda bunun birçok defa yaşandığını ve olayın üstünden biraz vakit geçtikten sonra konuştuğunuzda çözebileceğinizi biliyorsunuz. Fakat benzer ilişki yaşayan bir arkadaşınıza bu durumu anlattığınızda ve ilişki dinamiklerinde aldatma yada aldatılma ön planda olduğunda eşinizin verdiği tepkinin sizi aldattığı için olabileceğini söylediğini varsayın.
Durum her ne olursa olsun, deneyiminiz bundan tamamen farklı bile olsa artık zihninizde bir negatif olasılığınız daha var. “Ama x’in eşi bunu her yaptığında meğer aldatıyormuş acaba benim başıma da geliyor olabilir mi?” ve sonrasında “Ya arkadaşım haklıysa?” ile giden sorular silsilesi.
Arkadaşınız tamamen sizi koruma ve uyarma maksadı gütse de istemeden ilişki stresinize bir stres daha eklemiş oluyor.
3. İlişkiniz içindeki zorlukları siz atlatsanız bile arkadaşlarınız sizin gözünüzle göremeyebiliyor. Problemi çözdüğünüzde sadece eşinizle değil, arkadaşlarınızla da konuşmanız gerekiyor.
İlişkinizle ilgili sorunları arkadaşlarınızla çözdüğünüzde onların sistemlerini de sisteminize dahil etmiş oluyorsunuz. Siz sorunu çözdüğünüzde onlarla yaptığınız konuşmanın etkileri devam ediyor ve onlarla da aynı konuşmayı tekrar yapmanız, onları da ikna etmeniz gerekiyor.
Araştırmalar profesyonel yardım olmadığı sürece 3. kişileri mümkün olduğunca ilişkinize dahil etmemeniz gerektiğini söylüyor. Tam bu noktada terapiye eşinizle gelmeniz profesyonel yardım aldığınızda da önem kazanıyor çünkü eşinizin neyi ne için yaptığını onun ağzından duyma fırsatı buluyorsunuz.
Hayat zorlukları arkadaş desteği ile daha kolay atlatılıyor, fakat arkadaşlarınıza destek olurken yada arkadaşlarınızdan destek alırken neyin onların sisteminin bir parçası, neyin sizin sisteminizin bir parçası olduğunun farkında olmak, tavsiye alırken de verirken de hayat kurtarıyor.
Melis Arzu Yiğitbaş, MSc, MA
Uzman Psikolog/ Uzman Çift ve Aile Terapisti
Kaynaklar:
Guttman, H. A. (1991). Systems theory, cybernetics, and epistemology. Handbook of family therapy, 2, 41-62.